Kalp krizi, kalbi besleyen damarlardan birinin aniden tıkanarak kalp kasına yeterince oksijen gitmemesidir. Oksijen alamayan kalp zamanla fonksiyonlarını yitirir ve ölümle sonuçlanabilir. Bu yüzden kalp krizi anında ne kadar erken hareket edilirse hayatta kalma ihtimali o kadar yükselecektir.
Kalp krizinin en önemli belirtisi göğsün ortasından başlayıp sol kola, sırta ve çeneye yayılan ani ve şiddetli ağrılardır. Ağrı; yanma, sıkışma ve baskı tarzındadır. Nefes darlığı, terleme, bulantı gibi şikayetler de eklenebilir. Bazı krizler hiçbir belirti göstermeden meydana gelse de yukarıda belirttiğimiz durumlar oluştuğunda şunlar yapmanızı öneririz:
1) Hareket etmeyin
Kalp krizi, kalbe giden damarlardan birinin tıkanıp kalp kasına oksijen gitmemesi sonucu oluşur. Bu yüzden kalp krizi anında efor sarfetmemeliyiz. Çünkü zaten oksijen ihtiyacı olan kalbi, hareket ettiğimizde daha çok zorlarız. İlk yapmamız gerekenlerden biri hemen uygun bir yere oturarak dinlenmektir.
2) 112'yi arayın
Kriz anında zaman çok önemlidir. Oksijen azaldığı için her geçen dakika kalp, fonksiyonlarını yitirir. Zaman ilerledikçe hiçbir fonksiyonu kalmayacağından ölüm gerçekleşebilir. Bu yüzden ilk yapılması gerekenlerden biri acilen sağlık kurumunu aramaktır. Erken yapılan müdahale yaşam şansını artıracaktır.
3) Hastaneye kendiniz gitmeyin
112'yi aramak yerine kendi işinizi kendiniz görmeye kalkışmayın. Kalp krizi esnasında hareket etmek çok tehlikelidir. Merdiven çıkmayı ya da yürümeyi bırakın ayakta bile durulmaması gerekir. Hareket demek efor sarfetmek, oksijen tüketmek, kalbi yormak demektir.
4) Bilginiz yoksa müdahalede bulunmayın
Eğer çevrenizde biri kalp krizi geçiriyorsa ve gerekli tıbbi bilginiz yoksa müdahelede bulunmayın.
5) Ortamı havalandırın
Kapalı bir ortamdaysanız pencereleri açarak içerinin havalanmasını sağlayın.
6) Göğüs bölgesini rahatlatın
Kıravat varsa gevşetin, gömlek varsa çözün. Göğüs bölgesini bu şekilde rahatlatın.